Konum ve Gezi
Fethiye’de Görülmesi Gereken Doğal Güzellikler
Saklıkent Kanyonu
Fethiye’nin güneyinde, 30 km mesafedeki doğa harikalarından bir tanesidir. Fethiye’den minibüsle 45 dakikalık bir yolculukla ulaşabileceğiniz gibi özel turizm acentelerini de kullanabilirsiniz.
Bir çobanın koyununu ararken tesadüfen bulmuş olduğu bu kanyon, her yıl ziyaretçi akınına uğramaktadır. Özellikle fotoğraf çekmeyi seviyorsanız Saklıkent Kanyonu’nun büyüleyici güzelliği ve esrarengiz görüntüsüyle birlikte inanılmaz kareler yakalayabilirsiniz.
Kanyonun içinden akan yüksek debili su sebebiyle suda yüzülememektedir. Ancak üst kısma yapılan demir profillerle tutturulmuş ahşap yolda yürüyebilirsiniz. Kışın suyun yükselmesi sebebi ile bu yürüyüş mümkün olmayabilir. Yürüyüş bittikrten sonra ise kanyonun manzarası eşliğindeki restoranlarda yemek yiyebilir, uzun süren yürüyüşün yorgunluğunu atabilirsiniz.
Ölüdeniz
Muğla denildi mi ilk akla gelen yerlerden birisi olan Ölüdeniz doğal güzelliği, eşsiz kumsalı ve yanı başından yükselen denizin turkuaz rengini yeşille buluşturan Babadağı ile dünyada eşi benzeri az bulunan yerlerden bir tanesidir. Fethiye ilçe merkezinden 16 kilometre uzaklıkta olan Ölüdeniz’e ulaşımlar, özel araçla sahil yolunu güneye takip ederek, taksi veya otogardan hareket eden Ölüdeniz dolmuşlarıyla yapılabilmektedir.
2006 yılında yüksek bir oy oranıyla dünyanın en iyi kumsalı seçilmiştir. Bir tatil için olabilecek tüm beklentileri içinde barındıran Ölüdeniz, kristal berraklığındaki denizi, tekne turları, eğlence mekanları ve yamaç paraşütüyle tatil için çok fazla alternatif sunmaktadır.
Ölüdeniz’in Akdeniz iklimine sahip olması sebebiyle sıcak havalar uzun sürer. Deniz sezonu Mayıs ayının başında açılır. Ölüdeniz’de Ekim ayının sonuna kadar denize girme şansınız mevcuttur.
Enfes sahiliyle turistleri kendine çeken Ölüdeniz Plajı’na yakın olacağınız bir tatil planı düşünüyorsanız Fethiye Otelleri sayfamıza göz atabilir, kendinize en uygun otelden yerinizi ayırtabilirsiniz.
Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisin’e gidebilmek için önce Fethiye’den kalkan minibüslere binip Ölüdeniz’e ulaşmanız gerekiyor. Ardından 7-8 kilometrelik dağ yolunu arabayla giderek ya da Ölüdeniz’den kalkan teknelere binerek vadiye ulaşmanız mümkün. Eğer manzarayı fotoğraflamak istiyorsanız dağ yolundan gitmeyi tercih edebilirsiniz.
Babadağ eteklerinin vadi boyunca uzanıp Ege’nin masmavi sularıyla buluştuğu bir vadi olan Kelebekler Vadisi Fethiye’de mutlaka görülmesi gereken bir doğa harikası. 80 üzeri kelebeği barındırmasıyla adını alan Kelebekler Vadisi, 1955 yılında doğal sit alanı olarak kabul edilmiştir.
Eğer macera dolu bir deneyim yaşamak istiyorsanız dağ yolunu kullanarak vadinin tepesine ulaştıktan sonra vadinin içinden denize inebilirsiniz. Fakat inmeden önce sizi daha önce orada iniş yaparken hayatını kaybetmiş dağcıların bulunduğunu belirten bir tabela karşılayacak. Dolayısıyla sağlam bir ayakkabı inişe uygun ekipman ve deneyimli bir ekiple bu yürüyüşü yapmakta fayda var. Zaten siz vadinin derinliklerine doğru indikçe sizi yönlendiren işaretleri göreceksiniz.
Babadağ
Manzara sever biriyseniz Fethiye’den dönmeden önce mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir tanesi Babadağ’dır. Fethiye ilçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta Karaağaç mahallesi sınırlarında bulunan Babadağ’a özel araçla Fethiye - Ölüdeniz yolunu takip ederek, taksi veya Karaağaç dolmuşlarıyla gidilebilmektedir.
2000 metre yüksekliği ile Ölüdeniz’i adeta ayaklarınızın önüne serip size inanılmaz bir deneyim yaşattıracağından hiç şüpheniz olmasın. Huzur ve heyecanı bir arada yaşamak istiyorsanız Babadağ’da manzaranın tadını çıkarıp ardından yamaç paraşütüyle heyecanın doruklarına ulaşabilirsiniz.
Babadağ yüksek rakımı sebebiyle yaz aylarında dahi rüzgarlı ve soğuk bir havaya sahiptir. Dolayısıyla buraya gidecek doğa severlerin kıyafet konusunda temkinli olmalarını öneririz. Özel araçla gidecek olanları virajlı ve dar yolları olan bir dağ yolu beklemektedir. Yamaç paraşütü yapacak olanlar için servis bulunmaktadır. Eğer ben manzara eşliğinde bir tırmanış yapmak istiyorum diyorsanız bunun için de bir tırmanış rotası bulunmakta.
Haftanın her günü açık olan Babadağ’ı 08:00 ile 20:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Katrancı Koyu
Katrancı Koyu, Fethiye’ye 13 km mesafede olan bir tabiat parkıdır. Fethiye’nin sıcak ikliminden bir nebze uzaklaşmak ve ve rüzgar esintileri eşliğinde muhteşem manzaranın tadını çıkarmak için birebirdir.
Katrancı Koyun’daki işletme, hem günübirlikçiler hem de kamp yapmak isteyen tatilciler için hizmet vermektedir. Eğer ailenizle geldiyseniz, aile için uygun mekanlarda bulunmaktadır. Koyun sığ olması ise çocukların da rahatça yüzebilmesine olanak sağlamaktadır. Mangal ve semaverin serbest olduğu koyda piknik yapmak isteyenler için de bir alan bulunmaktadır.
Katrancı Koyu, doğa ve denizi bir arada görmek isteyen kampçıların da uğrak noktalarından bir tanesidir.
Fethiye Denize Sıfır Oteller arasından seçiminizi yaparak tatilinizi Fethiye'nin eşsiz sahillerinin yanı başında planlayabilirsiniz.
Fethiye’nin Tarihi ve Turistik Yerleri
Likya Yolu
Likya Yolu Likyalılar tarafından M.Ö. 3000’li yıllarda yapılan Dünya’nın en eski yürüyüş yollarından birisi olma özelliğine sahip bir yoldur. İlçe merkezine 64 kilometre uzaklıkta bulunan Likya Yolu’na ulaşımlar, ilçe merkezinden özel araçla, taksiyle veya Balartlı dolmuşlarıyla yapılabilmektedir.
Likya Yolu, Türkiye’nin en uzun yürüyüş yoludur. 1999 yılında Kate Clow isimli yazarın çalışmasıyla birtakım patikaların haritalandırılması sonucu hayata geçirilmiştir. Güzergahında antik kentler ve tarihi eserler bulunan Likya Yolu yürüyüş esnasında sizi tarihin eski çağlarına götürebilir.
Likya Yolu’nun başlangıç noktası Fethiye, bitiş noktası Antalya’dır. Güzergahında Likyalıların inşa etmiş olduğu antik kentlerden bazıları bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Fethiye’ye 45 km uzaklıkta bulunan Minare Köyü’dür. Asıl adı Pınara Antik Kenti olan bu köy isim benzerliğiyle zamanla Minare’ye dönüşmüştür. Güzergah üzerindeki antik kentlerde tiyatro, hamam ve taş mezarlar bulunmaktadır.
Tlos Antik Kenti
Tholos Antik Kenti Fethiye’nin doğusunda ilçe merkezine 42 km uzaklıkta, Yaka Köyü içerisinde kalan bir ören yeridir. İlçeye bağlı Yakaköy sınırlarında bulunan antik kente ulaşımlar, özel araçla Saklıkent Yolu’nu takip ederek, taksi veya Yakaköy dolmuşlarıyla yapılabilmektedir.
Aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde bulunmaktadır. Kent Osmanlı İmparatorluğu dahil olmak üzere birçok uygarlık ve imparatorluğun izlerini taşımaktadır. Aynı zamanda kanatlı pegasusun da burada yaşadığı sanılmaktadır. Bu sebeple Tholos mitolojik açıdan da önemli bir yere sahiptir.
Thonos Antik Kenti en eski yerleşim yerlerinden birisi olup tarihinin M.Ö. 14. yüzyıla dayandığı düşünülmektedir. Yüzyıllar boyunca yaşanan onlarca deprem karşısında birçok kısmı tahrip olsa da günümüzde hala görülmeye değer bir kısmı ayakta kalmayı başarabilmiştir.
Devam eden arkeolojik kazılar sebebiyle bir kısmı ziyarete kapalı olsada kente hakim bir tepeden kuşbakışı görebilmek mümkün. Onun dışında kemerler, tiyatro ve kaya mezarları mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Sonrasında kaya mezarlarının üstündeki tepeden manzarayı seyrederken onlarca asırlık tarihe tanıklık edebilirsiniz.
Haftanın her günü 8:30 ile 19:30 arasında ziyarete açıktır. Ören yeri olması sebebiyle Müzekart geçerlidir.
Kayaköy
Kayaköy Fethiye’ye 13 km uzaklıkta terkedilmiş bir yerleşim yeridir. Hisarönö’nden kalkan minibüsler ile ulaşım sağlanmaktadır. UNESCO tarafından Dünya Dostluk ve Barış Köyü ilan edilen Kayaköy her yıl on binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
Kayaköy’ün yerleşim yeri olarak tarihi Likyalılara dayanır. Likya kentlerinden kalan kalıntılar üzerine Rumlar tarafından 19. yüzyılda inşa edilmiştir. 1923 yılına kadar ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı Kayaköy bu tarihten sonra Rumların terk etmesiyle köy, Türklerin elinde kalmıştır. Zamanla Türklerin de köye uyum sağlayamamasıyla birlikte köy kaderine terk edilmiştir. Daha sonra yaşanan depremler ve bakımsızlık nedeniyle köy bugünkü hayalet şehir görünümlü halini almıştır.
Kayaköy’ün içerisinde 500 hane, kilise, okul ve ticarethaneler bulunmaktadır. Köy yolu bakımsızlık nedeniyle biraz engebelidir fakat yürünmeyecek kadar değil. Çoğunluğu çatısız ve duvarları yıkık durumda olan evleri gezmek dışında Likyalılar döneminden kalan mezarları ve Lahit taşlarını ziyaret etmek listeye eklenebilecekler arasında.
Aynı zamanda girişte Müzekart geçerli. Ziyaretler ise 9:00 ve 20:00 saatleri arasında yapılabilmektedir.
Telmessos Antik Kenti
Telmessos Antik Kenti Fethiye’ye 5 km uzaklıkta şehrin hemen dışında kalan bir antik kenttir. Tarih boyunca kesintisiz yerleşim bölgesi olan tek antik kent olma özelliğini taşımaktadır. Ulaşım Fethiye merkezden kalkan minibüslerle sağlanabileceği gibi mesafenin kısa olmasından dolayı bisiklet ya da taksi aracılığıyla da yapılabilir.
Adını Apollon’un oğlu Telmessos’dan alan bu antik kent tarih boyunca tanıklık ettiği onlarca savaş ve deprem sebebiyle her seferinde yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Tüm bu etkiler sebebiyle günümüzde sadece kaya mezarları ve birkaç lahit dışında eser kalmamıştır.
Kaya mezarları yüksek dik yamaçlara oyma yoluyla yapılan estetik görünümlü mezarlardır. Dışardan bakılınca bir saray ya da meclisi andıran bu yapıların aslın her biri ayrı ayrı mezar odalarıdır. Girişlerindeki işlemeli yüksek sütunlar sebebiyle şehrin çoğu yerinden gözükmektedir. Bu mezarlar arasında en görkemli olanı Amintas kaya mezarıdır. Kime ait olduğu bilinmese de en büyüğü olmasından dolayı bir krala ait olduğu düşünülmektedir. Dik merdivenlerden çıktıktan sonra en tepedeki bu mezara ulaşabiliyorsunuz. Aynı zamanda 1000 yıllık bir tarihe tanıklık ederken tepenin şehre bakan muhteşem manzarasının da tadını çıkartabilirsiniz.
Müze kartın da geçerliği olduğu antik kent 8:30 ile 19:30 saatlerin arasında hizmet verimektedir.
Pınara Antik Kenti
Pinara Antik Kenti Fethiye’ye 45 km uzaklıktaki Likya şehirlerinden bir tanesidir. Likya Yolu üzerinde bulunan antik kentlerin en önemlilerinden bir tanesidir. İlçeye bağlı Yakabağ beldesinde yer alan antik kente ulaşımlar, özel araçla Antalya - Fethiye yolunu takip ederek, taksi veya Yakabağ minibüsleriyle yapılabilmektedir.
Mitolojik kaynaklara göre; Xanos şehrinin kalabalıklaşması nedeniyle birtakım yerliler göç ederek burada yuvarlak bir tepe üzerine Pınara’yı kurmuşlardır. Şehrin adı Likya dilinde yuvarlak anlamına gelen Pinara’dan gelmektedir.
Pınara Antik Kenti yüzyıllar boyunca geçirdiği tahribata rağmen günümüze ulaşmayı başarabilmiştir. Tiyatro, hamam gibi yapıların kalıntıları kalmış olsa da kaya mezarları ve lahitler bütünüyle tarihe meydan okurcasına ayakta durmaktadır.
Pınara Antik Kenti’ne giriş ücretsiz olup ziyaret saatleri 10:00 ile 19:00 arasındadır.